Yılın kelimesi: Beyin Çürümesi

Oxford sözlüğüne göre 2024 yılının kelimesi: Beyin çürümesi (Brain Rot).


Beyin çürümesi saatlerce ekran başında vakit geçirip sosyal medyanın sonsuz kaydırma döngüsünde pek çok içerik tükettikten sonra tüketilen içeriği hatırlamama durumuna verilen isimdir.

Televizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte insanların artık bir içeriği izlemekten ziyade televizyonun kendisini izlediği fikri ortaya atılmış ve iletişim bilimlerinde "Akış teorisi" olarak isimlendirilen durum bir hayli kabul görmüştü. Raymond Williams ile özdeşleşen bu fikir Amerikan televizyonculuğu sayesinde literatüre girmişti. Akış teorisini kısaca hatırlamak gerekirse Williams, Amerika ziyareti esnasında izlediği televizyonun İngiltere'deki televizyon yayınından farklı olarak bitmek tükenmek bilmeyen bir akış/izleme deneyimi sunduğunu öne sürmüştü. İngiliz televizyonunda izlenilen içerikten reklama geçerken bir anons veya sinyal kullanılarak içerik kuşakları arası bir seperatör kullanılmaktaydı ancak Amerikan televizyon yayınında böyle bir ayrım olmadığı hatta içerik ile reklamlar arasında bir bütünlük olduğu ve kesintisiz izleme deneyimi sunduğunu ifade etmişti. Bu sonsuz akış, ticari yayıncılık için önemli bir olgudur. Çünkü televizyonu izlemek istediğiniz içeriği izlemek için açarsınız ve o içerik araya girdiğinde aslında izlemek istemediğiniz bir içerik olan reklamlar başladığında televizyon karşısından ayrılmak istersiniz. Ancak bu reklamcıların ve reklam verenlerin işine gelmeyen bir durumdur. 

Ticari televizyon kanallarının ana gelir kaynağı olan reklamların izlenebilmesi için izleyiciye sunulan bu kesintisiz deneyim, şimdilerde kendisini yeni medyada da göstermektedir. Sosyal medyaya yayılan reklamlar ve içeriklerinin tüketilmesini isteyen içerik üreticilerinin içeriklerine sponsorluk almaları, içeriklerini öne çıkartmak için yaptıkları yatırımlar, bu platformların gelir kaynağı olurken aynı zamanda açık şekilde reklam alma-verme alanı haline gelmesi sonucunda, premium hizmetler haricinde bu içerikler doğrudan kullanıcıların önüne çıkartılmaktadır. Konvansiyonel medya araçlarındaki reklam yapılanmasında bir sıralı akış ve bir biri ardında gelen yayın kuşaklarında hedef kitleye ulaşma çabasının yerini yeni medyada eşsüremli olarak yayınlanabilen reklamlar almıştır. Bu reklamlar algoritmalar aracılığı ile doğrudan hedeflenen kitlelere sunulmaktadır. Bu reklamlar ve öne çıkartmaların kullanıcıların ilgilisini "akıştan" kopartmadan sunulabilmesi için de sonsuz bir akış döngüsü yaratılması bir gerekliliktir.

Sevgili okuyuculara sorarım: en son ne zaman timeline'ın sonunu görebildiniz? Eskiden "görecek yeni bir şey yok" ibaresi karşımıza çıkarken şu an durmadan timelineı saatlerce kaydırsanız bile böyle bir ibare ile karşılaşamazsınız. Çünkü akış artık sonsuz. İş molalarında, sıkıcı toplantılarda, gece uyumadan veya sabah yataktan kalmadan önce, tuvalette... Kısacası boş vakit olarak tanımlanabilen her an da ve alanda elimizde olan ekranlarımız bize sonsuz bir akış sunmakta ancak bu sonsuz akış içerisinde tüketilen yüzlerce içeriğe rağmen akılda en fazla bir ya da iki içerik kalmaktadır. İşte bu durum Oxford'un yılın kelimesi seçtiği "Beyin Çürümesinin" ta kendisidir. 

Uzun yıllardır uzmanların başta ebeveynler olmak üzere tüm yeni medya kullanıcılarını uyardığı ekran kullanım süresi kavramı bugün önemini yitirmiş durumda. Online dersler, e-kitaplar, tutoriallar, müzik platformları, online toplantı ve uzaktan çalışma imkanları gibi artık hayatımızın tamamına sirayet eden ekranları kullanma süremizi azaltmamız bir kenara her geçen gün bir gereklilik olarak daha çok kullanmak durumundayız. 

Bu da oldukça eski ve önemli bir başka ayrıma geri götürüyor: nicelikten ziyade nitelik.
Niteliği arttırılmış ekran kullanım süresi beyin çürümesinin en büyük ilacıdır. Sosyal medyanın insanları yakaladığı en önemli nokta sonsuz kaydırma ile elde edilen "dopamindir". Pek çok uzmana göre bu ekran bağımlılığının ana nedeni dopamin bağımlılığıdır. Beyin tarafından salgılanan dopamin hormonu, sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığında da karşımıza çıkan bağımlılık yapıcı mutluluk hormonunun ta kendisidir.  Bu dopamin etkisini kullanan platformlar yerine, ekran kullanım sebebimizi daha nitelikli hale getirebilirsek beyin çürümesinin önüne geçebiliriz. 

Uzak bir arkadaşınızla görüntülü görüşmek, e-kitap okumak, iyi bir film izlemek ve görüntülü derslere katılmak gibi kişisel gelişimi destekleyen tüketimler ekranı belki de en iyi kullanma aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden ekran süremizi kısıtlamak yerine daha verimli kullanabileceğimiz yollara yönelebilir ve beynimizi çürümekten alıkoyabiliriz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar