21.yy’da Enformasyon Zehirlenmesi

    Her geçen gün, günlerin yetmediğini daha yüksek sesle söylemekteyiz. Gün içerisinde anlık değişen gündem, iş içi bilgi akışı, anlık alınması gereken kararlar, özel hayatımızdaki gelişmeler derken devamlı bir enformasyon bombardımanı içerisindeyiz.


    Bu enformasyon bombardımanı çok da yeni bir söylem veya şikâyet değil. Matbaanın ortaya çıkışıyla artan kitap sayısı din adamları tarafından da bir şikâyet konusuydu. İnsanların neyi okuyup anlayacağına karar veremeyeceğinden ve bu kadar bilgiye vakıf olamayacağından yakınıyorlardı. Aynı durum internetin ortaya çıkışıyla da yaşandı ancak bugünden o günlere baktığımızda bunun ne kadar “hafif” olduğunu görmekteyiz.


    Bugünden 50-60 sene önce sıradan bir insanın gün içinde aldığı enformasyon miktarı bugünün çok altındaydı. Günlük gazeteler sınırlı, televizyon kanalları azdı. Telgrafın icadından önce ise haberler daha çok lokaldi. Ulusal veya küresel haberlere erişim çok daha sınırlıydı. Büyük kentler dışında yaşayanlar ulusal ve küresel haberleri çok daha geriden takip ediyordu ve konu üzerine daha fazla düşünebiliyor, konu üzerine düşünülerek yazılan yazıları okuyabiliyordu.

 

    Ancak bugün dünyanın bir noktasında olan olay anlık olarak sosyal medya ve internet haberciliği üzerinden hızla küresel dolaşıma girebiliyor. Telgrafın icadıyla birlikte haberler çok daha kısa metinler halini alıp hap halinde tüketilebilir bile oldular.

Hal böyle olunca insan gün içinde aldığı her bilgi üzerine çok daha az düşünme fırsatı bulmaya başladı bu da zaman algımızı bükerek “zamanın nasıl geçtiğini anlamamaya” neden olmaya başladı. Atomik ölçekte dünyanın dönüş hızı yavaşlayıp günler uzarken zaman daha az yeterli bir hal aldı.

 

    Alvin Toffler 1970’lerde “Nasıl ki beden aşırı çevresel uyarı altında çöküyorsa, aşırı yükleme durumunda zihin ve karar alma süreçleri de intizamsız davranmaya başlar” demiştir. Bunun bir örneğini pazarlamada da görmekteyiz. Seçenek sayısı arttıkça insanlar karar almakta zorlanmaya başladı. Bu yüzden artık sizin yerinize seçim yapan yapay zekâ uygulamaları veya bloglarda kendi kararını alamayan ancak sizin yerinize karar alan kullanıcılar var. Seçeneği artan insan, seçim yapabilmek için birtakım özgürlüklerinden kendi rızasıyla vazgeçerek zihnini rahatlatma peşinde koşuyor.

İ

    nsan evriminden çok daha hızlı evrilen teknoloji iletişim çağının göbeğinde insanı daha çaresiz ve bitap kılıyor ve her geçen gün de kılmaya devam edecek gibi görünüyor.


    Bunun karşısında ise insanın aldığı enformasyonu seçme özgürlüğü de bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Gün içerisinde çeşitli kanal ve platformlarda yayınlanan sayısız içerikten seçmece yaparak izlediğimiz gibi takip ettiğimiz haber portalları, hobilerimiz vs. de bizim seçimimize bağlı. Korkunç derecede hızla artan enformasyon ağı içerisinde insanlar kendi eşik bekçiliği ile bu enformasyon denizinde boğulmadan hayatta kalabilmektedir.

 

    Zihnimizin işleyebileceğinden fazla enformasyon alıp yorgun ve bıkkın bir zihin yerine kendimize uygulayacağımız enformasyon diyetiyle zihnimizi dinç ve özgür kılabiliriz.    

Yorumlar

Popüler Yayınlar